Antakya Kalesi

Antakya’da merkezi bir konumda yer alan Antakya Kalesi, ilçeyi kuşbakışı izleyebileceğiniz noktalardan biridir. Yüzlerce yıllık tarihi ile dikkat çeken bu kaleye gitmek için İzmir Caddesi’ne giden toplu taşıma araçlarına binebilir, özel taksi hizmetinden yararlanabilirsiniz.

M.Ö. 300 yıllarında Büyük İskender’in generallerinden biri olan Seleucos I. Nikator tarafından kurulduğu bilinen Antakya Kalesi, sadece Hatay’ın değil; Türkiye’nin ve dünyanın da önemli yapıları arasında yer almaktadır. Surların 12 kilometre uzunluğunda olduğu ve kalenin 360 kuleden oluştuğu, tarih araştırmacıları tarafından ortaya konmuştur. Gerçekleşen pek çok deprem ve savaşın ardından önemli zararlar gören yapının Antakya’da bugün ziyaret edilebilen kısmı, Bizans İmparatoru Justianus tarafından M.S. 6. yüzyılda yapılmıştır.

Orijinal yapısının son derece devasa olduğu bilinen bu kalenin bugün ziyaret edilebilen ve günümüze ulaşan bölümü, hem Antakya halkı hem de gelen turistler tarafından çok sevilmektedir. Habib Neccar Dağı’nın yamaçlarında yer alan bu kalenin ilçe merkezine olan uzaklığı yalnızca 3 kilometredir.

Antakya Mozaik Müzesi (Hatay Arkeoloji Müzesi)

Antakya ilçe merkezinde yer alan ve uluslararası bir üne sahip olan Antakya Mozaik Müzesi, ilçeyi ziyaretinizde mutlaka görmeniz gereken yerler arasındadır. İlçe merkezinden yürüyerek veya toplu taşıma araçları ile birlikte Antakya Mozaik Müzesi’ne gidilebilmektedir.

Bu müzenin diğer ismi Hatay Arkeolojik Müzesi’dir. Ünü Antakya ve Hatay sınırlarını aşmış olan bu müze, uluslararası anlamda da çok önemli bir yerdir. Türkiye’nin en büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşıyan Hatay Arkeoloji Müzesi’nde Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Tunç Çağı, Helenistik, Hitit, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine dair pek çok önemli esere rastlanabilir. Müze içerisinde yer alan mozaiklerin kapladıkları toplam alan 3.250 metrekareyi bulduğu için bu müze aynı zamanda dünyanın en büyük mozaiklerinin sergilendiği müze olarak da bilinmektedir.

Müthiş detay ve işletmelere sahip olan devasa mozaiklerin yer aldığı bu müze içerisinde Terkedilmiş Ariadne Mozaiği, Yakto, Satyr ve Hermaphroditos Mozaiği, en çok ilgi gören mozaiklerden yalnızca birkaçıdır. Özellikle Roma döneminden müthiş eserlerin çıkartıldığı Antakya Mozaik Müzesi, ilçeyi ziyaretinizde mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerden biridir.

Müze kapılarını yaz ve kış dönemi olmak üzere 2 farklı zaman diliminde ziyaretçilerine açmaktadır. Yaz dönemi 1 Nisan ile 1 Ekim arasını kapsamaktadır. Bu dönemde müzeye girişler saat 10:00’da başlarken 17:00’de sona ermektedir. Kış dönemi 1 Ekim ile 1 Nisan tarihleri arasındadır. Bu dönemde müzenin kapıları 08:30’da açılır ve 17:00’da kapanır. Müze haftanın her günü açıktır.

Saint Pierre Kilisesi (St. Pierre Anıt Müzesi)

Hatay’da yer alan en önemli tarihi ve gezilecek yerlerden biri olan Saint Pierre Kilisesi, Habib-i Neccar Dağı yakınlarında, ilçeye yalnızca 2 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. İlçe merkezinden kalkan otobüs ve minibüslerin yanı sıra özel taksi hizmeti ile de kısa sürede bu kiliseyi ziyarete gidebilirsiniz.

Bilinen kiliselerden ayrı olarak ilginç bir yapıya sahip olan Saint Pierre Kilisesi, doğal bir mağaraya yapılan eklemeler ile bir kilise haline dönüştürülmüştür. Kesin inşa tarihi henüz bilinmemektedir. Fakat bu kilisenin hristiyanlık ve dünya tarihi için önemi büyüktür. Hz. İsa’nın 12 havarisinden biri olarak bilinen Aziz Petrus’un ilk vaaz verdiği yer olduğuna inanılan bu kilise, “Hristiyan” adının da ilk olarak alındığı yerdir. Bu yüzden tarihin ilk kilisesi olma unvanını taşıyan Saint Pierre Kilisesi, Roma Devleti’nin hristiyanlığa geçmesinin ardından Aziz Petrus’un ilk Papa olması ile bu dinin yayılmasında çok önemli bir etkiye sahiptir.

Mağaranın yani kilisenin tabanlarında M.S. 4 ve 5. yüzyıllara ait olan mozaik kalıntıları bulunmaktadır. Kutsal sayılan su, gizli tünel ve Saint Pierre heykeli, mağara içerisinde yer alan önemli bölümlerdendir. Ayrıca Saint Pierre Kilisesi, 1983 yılında Papa VI. Paul tarafından Hristiyanlar için Hac yeri olarak ilan edilen bir bölgedir ve bu yüzden her yıl 29 Haziran’da burada ayin düzenlenir.

Yaz döneminde (1 Nisan – 1 Ekim) 10:00 ile 17:00 saatleri arasında açık olan bu kilise, kış döneminde ise (1 Ekim – 1 Nisan) 08:30 ile 17:00 saatleri arasında ziyaretçileri ağırlamaktadır. Pazartesi günleri kapalı olan ve diğer tüm günlerde açık olan müzeyi sizler de ziyaret edebilirsiniz.

Hatay’ın portakal ve limon kokularıyla çevrili ilçesi Antakya’nın tarihi ve turistik duraklarını yerinde göreceğiniz ve konforlu bir tatil planı yapmak için Antakya Otelleri sayfamızı inceleyebilirsiniz.

Habib-i Neccar Camii

Antakya ilçe merkezinde yer alan önemli tarihi yapılardan biri olan Habib-i Neccar Camisi, ilçeyi ziyaretinizde görmek isteyebileceğiniz yerler arasındadır. Kurtuluş Caddesi üzerinde bulunan bu camiye ilçe merkezinden yürüyerek veya toplu taşıma araçları ile birlikte rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

Antakya’nın 638 yılında Müslüman Arapların eline geçmesinin ardından inşa edildiği bilinen Habib-i Neccar Camii, Türkiye sınırları içerisinde inşa edilen ilk cami olarak kabul edilmektedir. Hz. İsa’nın yaverlerine ilk inanan ve bu uğurda ölen bir Antakyalı’nın ismini alan bu cami, son derece önemli bir yapıdır. Camiye ismini veren bu olay, Kur’an-ı Kerim’deki Yasin Suresi’nde geçmektedir.

Memlük Hükümdarı Baybars tarafından eski bir tapınağın yerine yapıldığı bilinen bu caminin kuzeydoğu bölümünde, yerin 4 metre aşağısında Habib Neccar’ın, girişte ise Yuhanna ve Pavlos’un türbeleri yer almaktadır. Etrafında medrese odalarının yer aldığı bir cami olan Habib-i Neccar Camii’nin avlusu içerisinde yer alan şadırvan da 19. yüzyılda yapılan eserlerden biridir.

Harbiye (Daphne) Şelalesi

Antakya’ya 6 km mesafede yer alan Harbiye Şelalesi, Hatay’ın çağlayanlar bölgesinde yer almaktadır. İlçe merkezinden kalkan otobüs ve minibüsler veya özel taksi hizmeti ile şelaleye rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

Helenistik ve Roma dönemlerinde Daphne ismi ile bilinen bu şelale, kaynak suyunun vadinin güney kısmından çıkması ile oluşmaktadır. Roma dönemlerinde soylu ve zengin kesimin köşklerinin, tapınaklarının ve eğlence yerlerinin bulunduğu bu yer, günümüzde de müthiş manzaralı bir şelale olarak ziyaretçilerini çekmektedir. Harbiye Mahallesi içerisinde yer alan bu şelale, yeşilliklerin arasında bulunan bir doğa harikasıdır. Şelale içerisinde eski zamanlardan kalma 3 farklı su kemeri bulunmaktadır. Bu su kemerlerinden biri günümüzde köprü olarak halen kullanılmaya devam etmektedir.

Harbiye Şelalesi’nde herhangi bir saat sınırlaması yoktur. Haftanın her günü istediğiniz saatte bu doğa harikasını görmeye gidebilirsiniz.

Antakya Uzun Çarşı

Antakya ilçesinin merkezinde yer alan ve ticaretin kalbi olarak adlandırılan Antakya Uzun Çarşı, ilçe merkezindeyken yürüyerek dahi gidebileceğiniz bir konumda yer almaktadır.

Hatay’ın ticaret merkezi olarak bilinen bu çarşı içerisinde el işçiliği, yemekler, giyim ve teneke işçiliği gibi pek çok mesleğe dair parçalar yer almaktadır. Uzun Çarşı, Antakya’da yer alan Atatürk Heykeli’nden Belediye Meydanı’na kadar uzanan bir bölgeyi kapsamaktadır. Her ara sokak ve caddenin farklı meslek grupları için ayrıldığı bilinmektedir. Dokumacılar çarşısı, el işi çarşısı, kunduracılar çarşısı ve tüccarlar çarşısı gibi bölümlere ayrılan Antakya Uzun Çarşı’da Antakya peynirleri ve tuzlu yoğurt gibi yöresel lezzetleri de bulabilirsiniz.

Büyük Antakya Parkı

Antakya ilçesinde yer alan Büyük Antakya Parkı, ilçenin merkezinde bulunmaktadır. İlçe köylerinden kalkan otobüsler ve minibüsler ile parka gidebildiğiniz gibi eğer ilçe merkezindeyseniz yürüyerek dahi ulaşımınızı gerçekleştirebilirsiniz.

52.000 metrekareye yayılmış bir park olarak dikkat çeken Büyük Antakya Parkı, Hatay’ın en büyük parkı olma özelliğini taşımaktadır. Şehrin simgesi haline gelen defne ağacının yanı sıra pek çok farklı bitki ve ağaç türünün yer aldığı bu parkta oyalar, palmiyeler, aşılı akasyalar ve süs eriği gibi ağaç türleri bulunmaktadır. Park içerisinde çay bahçeleri, koşuyolu, oda tiyatrosu, havuzlar, oyun alanları ve nikâh salonu gibi yerler bulunduğu için sosyal açıdan da son derece hareketli bir alan olarak görülebilir. 2. Abdülhamit döneminde açıldığı tahmin edilen bu parkın en son bölümünde ise çeşitli heykeller yer almaktadır.

Antakya’da Günübirlik Gezilecek Yerler

Antakya, Hatay’ın en merkezi ilçesidir. İçerisinde pek çok farklı doğal güzellik ve tarihi yapı bulunduran ve gezilecek yerler bakımından son derece zengin olan Antakya, çevresinde de birbirinden farklı görülmesi gereken alan barındırmaktadır. İlçe merkezinden yaklaşık olarak 1 saatlik bir yolculuk ile çevredeki güzellikleri görme şansına da sahipsiniz.

Titus Tüneli ve Beşikli Mağara

Hatay’ın Samandağ ilçesi içerisinde yer alan Titus Tüneli ve Beşikli Mağara, Antakya ilçe merkezine 55 kilometre mesafede bulunmaktadır. İlçe merkezinden Samandağ ilçesi Çevlik Örenyeri’ne giden otobüs, minibüs ve taksi hizmetlerinden yararlanarak rahatlıkla bu mağarayı ziyaret edebilirsiniz.

İ.Ö. 1’inci yüzyılda yapılmış olan Titus Tüneli, Roma İmparatoru Vespasian tarafından dağlardan gelen sel ve taşkın tehditlerini başka yöne çevirmek amacıyla inşa ettirilmiştir. Yapımının yaklaşık olarak 90 yılda tamamlandığı bilinen bu yapının 100 metre uzaklığında ise Beşikli Mağara bulunmaktadır. Bu mağaranın içerisinde kaya mezarlarının en geniş ve en ünlü örnekleri bulunmaktadır. Birbirlerinden duvarlar ile ayrılmış olan 12 ayrı mezarın yer aldığı bu mağarada yukarıdan aşağıya taş merdivenler ile birlikte inebilmek mümkündür. Oyulan kayaların oluşturduğu mükemmel görsel ve asırlık Titus Tüneli’ni görmek için Samandağ bölgesine gitmeniz yeterli olacaktır.

Antakya Otelleri sayfamızı inceleyerek seyahatiniz boyunca ilçenin tüm güzelliklerini yerinde göreceğiniz tatili planlayabilirsiniz.

Vakıflı Köyü

Antakya ilçe merkezine 29 km mesafede yer alan Vakıflı Köyü, Antakya çevresinde gitmek isteyebileceğiniz yerlerden biridir. İlçe merkezinden kalkan otobüs ve minibüsler ile gidebileceğiniz bu köye, özel taksi hizmetini kullanarak da ulaşabilirsiniz.

Samandağ ilçesine 3 km mesafede yer alan Vakıflı Köyü, Türkiye’nin son Ermeni köyü olma özelliğini taşımaktadır. Tüm nüfusu Ermeni olan bu köy, adeta bir “portakal cennetidir.” Her yıl Ağustos ayında hristiyan âlemi için kutsal kabul edilen Meryem Ana Yortusu, köy içerisinde dinsel bir şölen halinde kutlanmaktadır.